Bakanlığımız tarafından FAO ile başlatılan
“Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık” projesi ülkenin gıda kayıp ve israfıyla
mücadelesinde dünyaya örnek bir projedir. Yeni tip koronavirüs (Covid-19)
salgınında da görülmüştür ki gıda arz ve güvenliği çok önemlidir.
Dünyada önemli ölçüde açlık ve obezite sorunu
olmasına rağmen bir yandan da üretilen gıdanın her yıl üçte biri, yani 1,3
milyar tonu kayıp ve israfa maruz kalmaktadır. FAO’nun son araştırmasına göre
tarladan perakendeye gelinceye kadar gıda kaybı yüzde 14 olmakla beraber, satış
ve tüketim aşamasında ise gıda israfı üçte bir olarak gerçekleşmektedir.
Gıda kayıp ve israfının önlenmesi için "gıda
okuryazarlığı" kavramı çok önemsenmektedir. Ülkemizdeki gıda
okuryazarlığını daha çok yükseltebilirsek gıda kayıp ve israfının önüne büyük
ölçüde geçmiş oluruz. Gıda okuryazarlığı alışkanlığını insanlara çocuk
yaşlardan itibaren kazandırabilirsek gelecekte çok daha sağlam nesillerimiz
olur. Bu anlamda tükettiğimiz gıdaların etiket bilgilerine özellikle dikkat
etmeliyiz. Mesela toplumun %65’i gıdaların son tüketim tarihi ve tavsiye edilen
tüketim tarihi arasındaki farkı bilmiyor. Dolayısıyla, bilinçli bireyler,
bilinçli toplum prensibiyle öncelikle evlerimizde, bireysel alışkanlıklarımızı
değiştirerek gıda israfına son vermeliyiz, her birimiz iyi birer 'gıda
okur-yazarı' olmalıyız.
İçinde bulunduğumuz zamanda günlük olarak 4,9
milyon ekmek israf edilmektedir. Üretilen sebze ve meyvelerin yüzde 50'sinde
kayıp yaşanmaktadır. Hizmet sektöründe işletme başına yılda 4,2 ton gıda, 2 bin
litre içecek israfı gerçekleşmekte, yani ülkemizde her yıl 18,8 milyon ton gıda
çöpe gitmektedir. Bu da yaklaşık 625 bin çöp kamyonunun taşıdığı çöp miktarına
denk gelmektedir. Dolayısıyla israf edilen gıdaların miktarını azaltmak için
tüm gıda zinciri boyunca çözümler üretmemiz ve tüm insanlar olarak gıdamızı
korumamız gerekmektedir.
Tüm çalışmalardan çıkan sonuçlara bakıldığında
şöyle bir tabloyla karşılaşmaktayız. Türkiye çapında, gıda kayıp ve israfı en
fazla yaş meyve ve sebzede görülmektedir. Bunu hazır yemek ve ekmek takip
etmektedir. Meyve ve sebzelerde en fazla kayıp, hasat, depolama, işleme,
nakliye ve satışta gerçekleşmektedir. Hazır yemek sektöründe ise hastaneler,
okul yemekhaneleri, oteller, lokantalar, kamu kurum yemekhaneleri gibi toplu
tüketim yerlerinde yaşanmaktadır. Ekmek ise özellikle satış aşamasında israf
edilmektedir.
Buna göre Bakanlık olarak ilk amacımız,
gıdada kayıp ve israfı önlemektir. İkinci amacımız, mümkünse gıdayı kurtarmak
ve yeniden dağıtmaktır. Üçüncü amacımız, insani tüketimi mümkün değilse hayvan
yemi olarak kullanmaktır. Son olarak da atık gıdanın geri dönüşümünün
sağlanmasıdır.
Gıda kayıp ve israfını önlemede en önemli unsur
farkındalıktır. Bazen sadece gıdayı doğru koşullarda saklama, şekli mükemmel
olmayan meyve ve sebzelere şans verme, akıllı alışveriş yapma, ısı kontrolünü
doğru ayarlama, gıda bağışı konularında öğreneceğimiz şeylerle uygulaması basit
ancak gıda israfının çözümünde olumlu etki yaratabiliriz.
Gıda israfıyla mücadelenin bireyden başlayarak
topluma yayılması gerekmektedir. Bu anlamda hepimiz elimizden geleni yapmalı ve
gıdamızı koruyarak soframıza sahip çıkmalıyız.
Proje kapsamında kayıp ve israf farkındalığına
yönelik www.gidanikoru.com
adresli bir internet sitesi açılmıştır.